Lan arkadaş 8 saatlik yolu 12 saatte geldik. Ayıp lan! Bu da kıç. Uyuşuyo biliyon mu bi süre sonra! Burdan TCDD'yi öpüyorum. Ama adamların Haydarpaşası var. Laf edemiyorum o yüzden şimdi kapatırlar falan üzülürüm valla. Haydarpaşa demişken, kim lan bu Haydar Paşa? (bkz: araştırmayan insan) Valla hiç merak edeniniz oldu mu kim bu Haydar Paşa? Belki mühendistir ya da makinisttir. Belki de oranın inşaatından sorumlu müteahhit paşadır. Belki de şantiyenin şen yüzü ray döşeme ustası formen Haydardır. Kim bilir? (bkz: araştıran bilir)
Efenim ilk gün malum ziyarete gittim ki İstanbula gitme nedenim oydu zaten. Akşamüstü kalktım saat 5 civarıydı. İstiklale gidecektim otelime ama tek başıma napacaktım ki lan?! Fotoğraf makinelerim kırılmasaydı belki foto çekerdim ama o da yoktu yanımda. Ben de Nil'imi arayım dedim. Hem belki ertesi gün işi yoksa onda kalırdım muhabbet ederdik çok da özlemiştim. Ama ben diyorum arkadaş var bende bi cenabetlik. Ablasının nişanı vardı onun için Zonguldak'a gidecekti hem de 3-5 saat sonra. Telefonda baya bi eğlendim ama konuşurken. Sonra Begüm'ü aradım ertesi gün kaçta buluşacağımızı konuşmak için. Onu da ayarladıktan sonra kuyruğumu bacaklarımın arasına alıp kafam önde düştüm İstiklal yoluna. 2 gündür sadece 1 hamburger ve 1 tavukburgerle duruyordum ve açlıktan ölecektim. Otele girdim biraz kestireyim de yemek yerim sonra da Galata Kulesi'ne çıkarım, yağmur da yağıyo zaten ooh miss diye düşünüyordum ama uykuculuğum tuttu yine a.k. Akşam üstü 7 civarı yatıp ertesi gün 11de uyanarak uyku rekorlarıma birini daha ekledim. Gerçi bütün bu saatlerde uyumadım sağosun İstiklal barları izin vermediler.
Ertesi sabah son bir ziyarete gittim. Ordan çıkıp gidecektim ama trafik vardı, geç kaldım. Sonra Begüm'le buluştum. Önce bir yemek yedim sonra da kemanın eksiğini gediğini ayarlayıp "Sinerji"ye gittik. Bizim Kontes'in arkadaşı çalışıyor orda o yüzden hiç yabancı gelmedi mekan. Zaten arkadaşını da fotoğraflarda görmüştüm o da hiç yabancı gelmedi. İçtik ettik, kemanı ayarladık, aynı anda kusmak ve sıçmak suretiyle tuvaleti knock out eden öküze bakıp bakıp iğrendik. (bkz: kusmak ve sıçmak wins)(ayrıca bkz: normalde tiksinmeyen ama o garsonların halini düşününce bir garip olan insanlar)
Çıkarken Begüm beni kırmadı o soğukta bi İstiklal turu daha yaptık. Bildiğin titriyoduk lan. Ayrıca son dakikama kadar benimle kaldığı için de teşekkür ediyorum Sevgili Kontes'e. Sonra ayrıldık ben de Haydarpaşa yoluna düştüm. (Kim lan bu Haydarpaşa?!!) Son vapur 9da benim trem 11 buçukta. Biranın üstüne Eminönü'den balık ekmeğimi alıp bindim vapura. Hiç içeri oturmadım vapurda. Yine dışarı oturdum benden başka kimse yoktu. Hem niye olsun lan millet mal mı bu soğukta?! Gara vardık. Bi çay aldım müzik dinleye dinleye Haydarpaşa'yı tavaf ettim. Galiba 100 volta falan attım ön kısımda. Bi ara yana geçeyim dedim çok gerizekalı bi şekilde ölüyodum 1 adım kaldıydı. Sen git yandaki merdivenlerden denizin yanına kadar in. Orda da artistik yapıp denize daha yakın olacam diye adım at. Mal beyinsiz öküz!!! Yosun var yosun. İki ayağım birden kaymaya başladı suya düşüyodum bi de kafayı vursaydım tam olurdu. Sabah bi bakıyolar malın biri kafayı yarmış yatıyo suda. Götüyle güler lan adam.!!
Sonra da aha bu köye geri döndük. 4 milyon nüfuslu köy lan bildiğin. Havası bile bi garip. Yok arkadaş. Listeme yazdım bunu, İstiklalden ev tutacam alacam çalacam gasp edecem ama orda kalacam ben. Bu ne lan!!
4 Ocak 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Şu düşmek üzere olup son anda kurtulduğun kısmı okurken de ben düşüyodum az daha :P
nühehehe :D ama ölseydim feci gülerdim lan kendime :D:D
Yorum Gönder