23 Mart 2009

Acı (?) Kayıp... (?!?!?!)

Sevgili Arkadaşları

Harun son kez kırdı kalbimizi ve arkasına bile bakmadan çekti gitti. Düşüne düşüne beynini çürüttü ve geçtiğimiz gün hakkın rahmetine kavuştu. Vasiyeti üzerine, tabutunu çelikten yaptırdık ve kapağını kaynakla kapattık. "Beni yüzüstü gömün! Yeterince gördüm..." demiş bir de. O bizim kalbimizi kırdı ama biz onun isteklerine yerine getirdik.

Ölüler, öldükleri için ölüdürler. Ölülerden birşey beklenmez. Harun'dan da birşey bekleyemiyoruz artık. Sadece geri gel diyebiliyoruz ama o da nafile. Çünkü çoktan öldü bile.

"Hiç bir şey bir damla kan ve bir damla gözyaşına değmez" demişler. Gerçekten de öyle. Harun ibnesinin kanı donmuş, gözpınarları kurumuştu artık. İnsanlıktan bir gram nasibini almamış bu mahlukat için gözyaşı dökmeye bile değmez. Siktirsin gitsin pezevenk!!! İyi ki de öldü!! Sinirlendim yine lan. Hadi bay bay..!!!

2 Mart 2009

Öyle işte...

Anlamıyorum! Etrafımda konuşulan hiçbir dili anlamıyorum. Herkesin dilinde ortak tek bir kelime : "BEN!". Ben kimim? Hiçbir saat koluma tam oturmuyor. Dört bir yandan akıyor zaman. Dünyanın kol saatine göre yirmi senedir kafamın içinde savaşan düşüncelerin dilini anlamıyorum. En keskin kılıçlarıyla kesiyorlar birbirlerini. Belki savaşmıyorlardır. Birbirlerine en güzel hediyeleridir belki de ölüm. Anlamıyorum ölümü. Zaten anlamak için ölmek gerekir. Yaşamayı hiç anlayamadım bile. Çünkü hiç ölmedim ben. Harfler, kelimeler, cümleler, yazılar, kitaplar... Tek kitap ansiklopedi. Yorumsuz bilgi. Ansiklopedileri hangi dilde yazmışlar bilen varsa öğretsin. Kırk yıl kölesi olurum. Saatim yok. Boynuma duvar saati astım. Ağır geldi. Omuzlarımda bin yılların yükü var. Anlatamıyorum. Hangi alfabenin hangi harfi anlatabilir ki "keyif"i. Şiddetli bir orgazmdan sonra, kaslara sormak lazım bir de. Afrikadaki bir kabilenin bir savaşçısı gibi. Nasıl anlatacaksın derdini? Nasıl anlatacak keyfini? Ciğerden göç ettirilen rüzgar, geliyor dudakların gümrüğüne. Çıkmasını istemesem bile, veriyor rüşvetini gidiyor rüşvetsiz kulaklara. Rüşvetin dilini bilmiyorum, durduramıyorum. "Ne yapmak istediğini bilmiyorsan, ne yapmak istemediğini düşün!". Cevaplar apaçık. Okuma bilmiyorum. Cevaplar her yerde. Soru soramıyorum. Bilmek için ölmek gerekir. Ölemiyorum!

Anlamıyorum...